1 17

Türk Edebiyatı Dönemleri

  • 1 CE

    Türk Edebiyatının Dönemleri

    Türk Edebiyatının Dönemleri
    Ulusların edebiyatları önceleri sözlü ürünlerden oluşmuştur. Daha sonraları yazının icadı ve yaygınlaşması ile yazılı edebiyatlar oluşmaya başlamıştır. Edebiyat tarihi araştırmalarında hem konunun daha iyi anlaşılması, hem de araştırmacılar için kolaylık sağlaması bakımından edebiyatımız bazı dönemlere ayrılmıştır. Bu dönemlere ayırma işinde de bazı ölçütlerden yararlanılmıştır.
  • 600

    1.1 : Sözlü Dönem Edebiyatı

    Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları dönemdeki edebiyattır. Bu dönemde, Türk toplumlarında ozan denen saz şairleri bulunurdu. Bunlar dinî törenlerde ve bütün sosyal etkinliklerde şiir söyler, destan okurlardı. Böylece dilden dile dolaşan bir şiir geleneği oluşmuş, tarih boyunca tüm kültür değişmelerine rağmen yok olmayan bu gelenek günümüze kadar kulaktan kulağa yayılarak varlığını sürdürmüştür.
    M.S. VI. yüzyıla kadar olan bölümü sözlü edebiyat dönemi olarak adlandırılır.
  • Period: 800 to 1100

    1 : İslamiyet’ten Önceki Türk Edebiyatı

    İslam’dan önceki Türk edebiyatı tarihin karanlık devirlerinden, İslamiyet’in kabul edildiği 8.-11. yüzyıla kadar sürer. Destanlar bu dönemde oldukça yaygın olduğundan bu döneme “destan dönemi” de denir.
  • 801

    1.1 : Sözlü Dönem Edebiyatı-2

    -Sözlü edebiyatın genel özellikleri şunlardır: -Sözlü edebiyat döneminde kavmi özellikler görülür. -Sözlü ürünlerin ortaya çıkmasında dini törenler etkilidir. -Şiirler, sığır adı verilen av törenlerinde, yuğ adı verilen yas törenlerinde ve şölen adı verilen toplu ziyafetlerde söylenmiştir. -Bu dönemde ozan, baksı, kam denen kişilerce, müzik eşliğinde kopuz adı verilen sazla şiir söylenirdi. -Bu dönemin asıl ürününü doğal destanlar dediğimiz tür oluşturur.
  • 802

    1.1 : Sözlü Dönem Edebiyatı Ürünleri

    A. COŞU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER (ŞİİRLER) 1.Koşuk -Aşk, yiğitlik, doğa sevgisi konularında söylenmiştir. 2.Sagu -Yuğ törenlerinde, ölen kişinin ardından söylenir 3.Sav -Bugünkü atasözlerinin ilk halidir. B. OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN METİNLER Destan (Epope) Koşuk ve sagular coşku ve heyecanı dile getirirken destan­lar olay çevresinde gelişen edebi metinlerdir. Destanlar üç aşamada oluşur: çekirdek,yayılma ve derleme.
  • 803

    1.2 : Yazılı Dönem Edebiyatı

    Yazıya ilk aktarılan eserlerin bulunduğu dönemdir. Türkçe yazılı belgeler 6. yüzyıldan kalan Yenisey ve 8. yüzyıldan kalan Orhun Yazıtları’dır (Köktürk Kitabeleri). Orhun Yazıtları, Türklerin edebî değer taşıyan ilk yazılı metinleridir.
  • 804

    1.2 : Yazılı Dönemin Genel Özellikleri

    -Türklerin yazıyı kullanmasıyla başlar. -Yazılı dönem eserlerinde edebi bir dil kullanılmıştır. -Yazılı eserlerde döneme özgü özellikler görülür. -MS 8. yüzyılda yazılan Göktürk Yazıtları (Göktürk Kitabeleri, Orhun Abideleri/Anıtları) ile Uygur metinleri Türk edebiyatının ilk yazılı ürünleri kabul edilmektedir. -8. yüzyıldan önce yazıldığı bilinen Yenisey Yazıtları’nda gelişmiş bir -Türkçe kullanılmadığı için bu yazıtlar ilk yazılı, örnek olarak değerlendirilmez.
  • 805

    1.2.1 Göktürk (Orhun) Yazıtları

    Orhun Abideleri, Göktürk İmparatorluğu’nun ünlü hükümdarı Bilge Kağan devrinden kalma altı adet yazılı dikilitaştır. Yazıtlar Türk dili, tarihi, edebiyatı, sanatı, töresi hakkında önemli bilgiler vermektedir. Türk ve Türkçe adı, ilk kez Doğu Göktürkler dönemine ait bu yazıtlarda geçmektedir. Göktürk Yazıtları’ndan çok kısa bir bölüm: Tengri tek Tengride bolmış Türk Bilge Kağan bu ödke olurtum Günümüz Türkçesiyle Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı, bu zamanda oturdum.
  • 806

    1.2 Göktürk Yazıtlarının Genel Özellikleri

    -Türklerin ilk yazılı eseridir. -Doğu Göktürklerin tarihine ışık tutar. -Söylev türünde yazılmıştır. -Oldukça gelişmiş ve işlenmiş bir dil kullanılmıştır. -Türk dilinin gelişmişlik düzeyine ilişkin etraflı bilgiler edinilebilir. -Hem dinî hem de din dışı konular işlenmiştir. Tarih, coğrafya ve edebiyata kaynak olacak niteliktedir.
  • 807

    1.2.2 : Uygur Dönemi Eserleri

    Göktürk Devleti’nin yıkılmasından sonra kurulan Uygur hanlıklarından kalma eserlerdir. Daha çok Buda ve Mani dininin esaslarını anlatan metinlerdir. Bunlar Turfan yöresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Uygur Dönemine ait kısa bir metin parçası
    Buda Avatamsaka atlıg sudur içinde
    Busulmak -sız nom oguş- ka kirmek bölükde Günümüz Türkçesiyle
    Buda Avatamsaka adlı sutra içinde,
    Değişmeyen -töre faslında- giriş bölümünde,
  • 1000

    2 : İslami Dönem Türk Edebiyatı

    Türkler 10. yüzyıldan itibaren kitleler hâlinde İslamiyet’i kabul etmeye başlamış ve İslam kültürünün etkisiyle yavaş yavaş yeni bir edebiyat ortaya çıkmıştır. Kendine özgü nitelikleri ve kurallarıyla 'Divan Edebiyatı" adını verdiğimiz dönemin oluşumu 13. yüzyılda başlar. Daha sonra bu edebiyat anlayışı 19. yüzyıla kadar etkin bir şekilde varlığını sürdürür.
  • 1001

    2.1 : İslami İlk Eserler

    İslami ilk eserler denince akla “Kutadgu Bilig”, “Divanü Lügati’t-Türk”, Atabetü’l-Hakayık”, “Divan-ı Hikmet”, “Muhakemetü’l-Lugateyn” ve ‘Dede Korkut Hikâyeleri” gelir. Kutadgu Bilig Divanü Lügati’t Türk Atabetü’l Hakayık Divan-ı Hikmet Muhakemetü’l-Lugateyn Dede Korkut Hikâyeleri
  • 1002

    2.2 : Divan Edebiyatı

    Klasik edebiyat, yüksek zümre edebiyatı olarak da bilinen Divan edebiyatı, Türklerin 13. ve 19. yüzyıllar arasında Anadolu’da oluşturdukları İslam kültürünün ortak özelliklerini yansıtan, geniş ölçüde Arap ve Fars edebiyatlarının etkisini taşıyan bir dönemdir. Şairler, eserlerini “Divan” adı verilen kitapta topladıkları için bu ismi almıştır.
  • 1003

    2.2.1 : Divan Edebiyatının Genel Özellikleri

    -Divan Edebiyatı, 14. yüzyıldan başlayarak medrese eğitimi görmüş şehirli aydınlara seslenen bir edebiyattır. -Bu edebiyat geçiş dönemi 11. ve 13. yüzyıllardan sonra, ortak İslamî edebiyatın bir parçası haline gelir. -14. yüzyıldan başlayarak Tanzimat dönemine kadar var­lığını yüzyıllarca sürdüren bu edebiyat, kendine özgü bir gelenek yaratmıştır. -Bu dönem edebiyatı nazım ağırlıklı olarak gelişmiştir. -Şiirde biçim, biçimsel kusursuzluk büyük önem taşımış­tır.
  • 1004

    2.2.2 : Divan Şiiri

    Divan şiirinin genel özellikleri şunlardır: -Aruz ölçüsü kullanılmıştır. -Daha çok tam ve zengin uyak kullanılmıştır. -Şiirler, “göz için kafiye” anlayışıyla yazılmıştır. -Nazım birimi olarak ağırlıklı olarak beyit tercih edilmiş, beyte göre az da olsa dörtlük kullanılmıştır. -Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalar yoğun olarak kullanılmıştır. -Oldukça sanatlı, ağır bir dili vardır.
  • 1005

    2.3 Halk Edebiyatı

    Halkın zevkini karşılamak için sözlü olarak ortaya konan, kendine özgü bir dili ve üslubu bulunan edebiyat koludur. Anadolu’da gelişen orta tabaka edebiyatımızdır. Halk arasında yetişen saz şairlerinin, Tekke şairlerinin ve halkın meydana getirdiği edebiyattır.
  • 1006

    2.3.1 : Halk Edebiyatının Özellikleri

    Halk edebiyatının genel özellikleri şunlardır: -Şiirler, çoğu zaman saz eşliğinde söylenir. Doğaçlama olarak şiir söyleyen âşıklar, şiirleri için bir ön hazırlık yapmazlar. Bu yüzden de şiirlerinde derin bir anlam, kusursuz bir biçim görülmez. -Nazım birimi olarak dörtlük kullanılır. Ancak çok az da olsa türkülerde ve ninnilerde üçlü, beşli söyleyişler görülür. -Aruzla şiir yazanlar olmakla birlikte kullanılan asıl ölçü hece ölçüsüdür. En çok yedili, sekizli, on birli kalıplar kullanılmıştır
  • 1007

    2.3.2 : Halk Şiiri

    Halk şiiri, halk kültürünün en etkin, en yaygın ve özgün kollarındandır. Halk şiirinin genellikle sözlü bir etkinlik olması ve egemen çevrelerce küçümsenmesi onun yazılı kaynaklara geçmesini kısıtlamıştır. Bu nedenle halk, onu yüzyıllarca gözü gibi korumuş, kulaktan kulağa ve kuşaktan kuşağa aktararak bugünlere getirmiştir.
  • 1300

    3 : Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı

    Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı Tanzimat, Servet-i Fünun, Fecr-i Ati gibi dönemlere ayrılır. Bu dönemlerin özellikleri artık her yerde tekrar tekrar geçiyor. Batı edebiyatının, özellikle Fransız edebiyatının bizim edebiyatımıza etkileri çok büyüktür. Nasıl ki Osmanlı devrinde, bilhassa Osmanlı’nın parlak devirlerindeki edebiyatımız olan Divan edebiyatı Doğu edebiyatından (Arap, Fars-İran) etkilendiyse, Osmanlı’nın gerileme ve yıkılış devirlerinde de Batı edebiyatından etkilenmiştir.
  • 3.1 : Tanzimat Dönemi Edebiyatı

    Tanzimat dönemi edebiyatı, bu dönemin siyasi ve kültürel olaylarının sonucu ortaya çıkan bir edebi akımdır. Bu edebiyat akımının başlangıcı 1839 yılıdır. Batılı bir metodu ve öz bakımından milli yapıyı birleştirmeyi hedefleyen bir edebiyat dönemidir.
  • 3.2 : Servet-i Fünûn Edebiyatı

    Servet-i Fünûn edebiyatı veya topluluğun kendini anarken kullandığı adıyla Edebiyat-ı Cedîde, II. Abdülhamid döneminde, Servet-i Fünûn adlı derginin çevresinde toplanan sanatçıların Batı etkisinde geliştirdikleri bir edebiyat hareketidir.
  • 3.3 : Fecr-i Ati Edebiyatı

    Fecr-i Ati (günümüz Türkçesiyle: Geleceğin Şafağı) bir edebi topluluktur. Fecr-i Ati'nin Edebiyat-ı Cedide’ye tepki olarak doğan bir akım olduğu savunulmuştur. Fecr-i Ati batıdaki benzerlerinde olduğu gibi belli ilkeler çevresinde birleşen bir yazın topluluğu biçiminde ortaya çıkmıştır.
  • 3.4 : Millî Edebiyat Dönemi

    II. Meşrutiyet ile Cumhuriyet’in ilk yılları arasında faaliyet gösteren edebiyat akımıdır. Genellikle Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in Genç Kalemler dergisinde savundukları Yeni Lisan Hareketi ile başlatılır. Dilde sadeleşme, şiirde aruzun yerine hece vezni, içerikte halkın sorunları ve yerli yaşam Millî Edebiyat Döneminin temelini oluşturur.
  • (SON)3.5Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı

    Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde eğitim amacıyla Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden gençler oradaki edebiyatta gördükleri yenilikleri ülkeye dönüşlerinde Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. Bu şekilde belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi edebiyatıdır.